İbrahim Kaboğlu Silivri’den Bakanlara seslendi: ‘Hapishaneleri ziyaret edin, tutuklularla konuşun’

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, Silivri’deki Marmara Cezeaevi önünde basın açıklaması yaptı.

İstanbul Barosu üyesi yaklaşık 200 avukatın sürekli sahada çalıştığını, Vatan Emniyeti’nden Çağlayan Adliyesi’ne, Metris’ten Silivri’ye kadar sahada olduklarını belirten Kaboğlu, “Bugün bizim ziyaretimizde de Vatan ve Çağlayan’daki gözlemlerimizi, sahada görev yapan avukat arkadaşlarımızın bize aktardıklarını teyit etmiş olduk” diye konuştu.

Ekrem İmamoğlu’ndan İstanbul Büyükşehir Belediyesi üst düzey görevlileri, belediye başkanları ve Ümit Özdağ’a kadar birçok tutukluyla, öğrencilerle görüştüklerini belirten Kaboğlu, şunları kaydetti:

“Öğrencilerin yakalanma biçimini, öğrencilerin maruz kaldığı, polisler tarafından özellikle kız öğrenciler dahil, şiddet ve kaba güç kullanımını, bütün bunlara tanıklık ettik.

İmamoğlu nezdinde karşılaştığımız tablo, bir büyükşehir belediye başkanının ve onun üst düzey yöneticilerinin ve İstanbul belediyelerinin başkanlarının tabi olduğu anayasa dışı işlemler dizisi, aslında en az üç açıdan ele alınabilir. Birincisi, seçme ve seçilme hakkı, demokratik siyaset açısından, Türkiye’nin demokratik rejimi, hukuk devletini işletip işletememesi açısından. İkincisi, istanbul halkının nitelikli kamu hizmeti alabilme olanağı bakımından konuya bakmak gerekir. Üçüncüsü de her birinin aslında şu anda görevi başında bulunması gerekirken, burada bulunmalarını sorgulamak gerekiyor.

“TUTUKLANMA KOŞULLARI BULUNMAMAKTADIR”

Anayasal bakımdan, Ceza Muhakemesi Kanunu açısından konuya baktığımız zaman ne anayasal koşullar ne de Ceza Muhakemesi Kanunu’nun öngördüğü koşullar tutuklama için yeterli değildir, kesinlikle tutuklanma koşulları bulunmamaktadır. Burada bulunan bu yöneticiler, siyasiler dışında, çeşitli toplantı ve gösterileri destekleyenler, sokakta yürüyenler, bu vesileyle gözaltına alınan öğrenciler, gençler demokratik toplum açısından konuya bakıldığı zaman onların yeri üniversitelerdir, çalışanlar bakımından onların yeri işyerleridir. Bu itibarla aslında onlar açısından da tutuklanma koşulları mevcut değildir, onların şu anda üniversitede sınavlarda olması gerekiyor.”

“ÖĞRENCİLERİ DİNLEMEYE DAVET EDİYORUM”

İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu, sürecin en başından bu yana, özellikle Ankara ve İstanbul’da tanık olunan işlemler ile Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaları birlikte değerlendirdiklerini belirterek, “Adalet Bakanını buraya gelmeye ve öğrencileri dinlemeye davet ediyorum. Adalet Bakanını ve İçişleri Bakanını, Silivri ve Metris hapishanelerini ziyaret etmeye, buradaki tutuklularla konuşmaya davet ediyorum. Ayrıca emniyet mensuplarımızı, kolluk görevlilerimizi, yurttaşlara, öğrencilere, siyasilere, kamu görevlilerine nasıl davranılması gerektiğini, hangi dilin kullanılması gerektiğini öğrenmeye ve bu konuda özen göstermeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de hiç kimsenin keyfi işlem yapmak gibi bir görev ve yetkisi bulunmadığını belirten Kaboğlu, “Bu kişileri sabahın köründe evlerinden gözaltına almaya, tutuklamaya giden süreçte anayasa dışı işlemler de bulunma hakkı yoktur. Türkiye bir hukuk devletidir. Yasama, yürütme, yargı organlarının mensuplarının görev ve yetkileri anayasada sayılmıştır, bunları hatırlatmak gerekiyor” şeklinde konuştu.

İbrahim Kaboğlu, Şişli Belediyesi’ne kayyum atanmasını da eleştirerek, “Seçilmiş olmayan bir kamu görevlisi tarafından yönetilmesinin anayasaya aykırılığına dikkat çekmek istiyorum” dedi.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın sağlık durumu nedeniyle derhal tahliye edilmesini, öğrencilere ulaşmayan ilaçların, ders notlarının bir an önce ulaştırılmasını da isteyen Kaboğlu, tutuklu bütün öğrencilerin, anayasal koşullar ortaya çıkmadığından derhal serbest bırakılması gerektiğini ifade etti.

“HUKUK VE ANAYASA DIŞILIKLARIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”

İbrahim Kaboğlu, şöyle devam etti:

“Özgürlüğüne kavuşması gerekenlerin başında Ekrem İmamoğlu gelmektedir. İmamoğlu’ndan Can Atalay’a Ahmet Özer’e Ümit Özdağ’a kadar uzanan çizgide, kişiler şu ya da bu biçimde şüpheli olabilirler, fakat o kişilerin şüpheli olmaları özgürlüklerinden alıkonulmalarını gerektirmez. Aslolan özgürlüktür demokratik bir toplumda. Yargılanma pekala özgürlük içinde de mümkündür. Tutuklanma yargılamanın koşulu değildir, bu açıdan bunların gözden geçirilmesi, bu keyfi işlemlere son verilmesi gerekiyor. Çünkü bunların da sorumluluğu söz konusu olacaktır.

Mesela, Beşiktaş Belediye Başkanı 82 gündür iddianame bekliyor ya da Avukat Fırat Epözdemir 70 gündür iddianeme bekliyor, Ahmet Özer hakeza. Eğer suçlu idilerse, neden iddianame bugüne kadar yazılmadı. Kişiden hareketle suç oluşmaz, suçtan, bir delilden hareketle kişi cezalandırılır. Oysa bizde tersi yapılıyor. Hukukun üstünlüğünü savunmak ve insan haklarını korumak baroların varlık nedenidir. Bu hukuk dışılıkların, anayasa dışılıkların takipçisi olacağız.”

Related Posts

Emekli Albay Orkun Özeller’den Devlet Bahçeli hakkında suç duyurusu

Emekli Albay Orkun Özeller, MHP lideri Devlet Bahçeli hakkında “Öcalan’a yönelik ‘kurucu önder’ söylemleri” nedeniyle suç duyurusunda bulundu.

Macaristan’daki sapkınlık yürüyüşünü AB organize etti

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, sapkın LGBT’lilerin Budapeşte’de düzenlediği gösteriyi Avrupa Birliği’nin (AB) organize ettiğini savundu. Brüksel’in kukla politikacılara emir verdiğini belirten Orban, yaşananları “iğrenç ve utanç verici” şeklinde nitelendirdi.

Avukatlarından ‘Mehmet Murat Çalık’ açıklaması: ‘Müvekkilimiz aleyhine algı operasyonu yürütülüyor’

CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarda tutuklanan ve sağlık sorunları nedeniyle tahliyesi istenen Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın avukatları Melih Koçhan ve Cihan Ünal açıklama yaptı. Açıklamada, “Tahliye başvurumuz değerlendirilmeden yürütülen bu medya kampanyasının, yargı organları üzerinde baskı kurmaya ve süreci etkilemeye dönük olduğu açıktır” ifadesine yer verildi.

Yunanistan’da Doğu Akdeniz korkusu: Türkiye ve Libya arasındaki anlaşma panik yarattı

Türkiye ve Libya arasındaki petrol araştırma anlaşmaları, Yunanistan’da paniğe neden oldu. Yunan basını, Türkiye ve Libya arasındaki girişimlere ilişkin “Atina hükümeti için üç bariz endişe kaynağı var” ifadesini kullandı. Öte yandan Atina hükümetinin, Doğu Akdeniz’de savaş gemileri konuşlandırdığı bildirildi.

Trump’ın hayali gerçek oluyor: O adaya göz dikmişti

Donald Trump’ın ABD’ye katmak için gözünü diktiği Grönland’a dair şaşırtıcı bir hamle yapıldı. ABD’lilerin kutup hayali gerçek oluyor.

Ümit Özdağ’dan ‘orman yangınları’ tepkisi: Artık bir milli güvenlik meselesi haline geldi

Orman yangınlarına ilişkin olarak bir açıklama yapan Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, “İktidar her yaz yangınlara hazırlıksız yakalanıyor. Yeterli insan, uçak ve istihbarat yok. Bu sene ne yazık ki kaybedildi. Gelecek yaza çok kapsamlı bir hazırlık yapmalıyız” ifadesini kullandı.